-
1 meşgul olmak
v. be busy, be occupied with doing, engage in, deal, be at smth., be into, concern oneself, handle, occupy oneself, take up, weigh in, work, work away -
2 meşgul olmak
bilîn--------mijûl bûn--------mijûl în -
3 meşgul olmak
to be busy (with), to busy oneself (with), to employ oneself in, to attend (to) -
4 yapmakla meşgul olmak
v. be occupied in doing, be occupied with doing -
5 meşgul
1) beschäftigt\meşgul etmek beschäftigen; ( vaktini almak) in Anspruch nehmen, beanspruchenbir şey/kimse ile \meşgul olmak sich mit etw/jdm beschäftigenhatlar \meşgul telek die Leitungen sind besetzt -
6 meşgul
-i meşgul etmek jemanden aufhalten; seine Fähigkeiten anwenden; jemanden beschäftigen mit;meşgul olmak aufgehalten werden, Zeit verlieren; beschäftigt sein (-le mit; in D) -
7 meşgul
",-lü 1. /la/ busy (with); preoccupied (with); concerned (with). 2. busy, engaged (telephone line); (place) which is occupied or in use. - etmek /ı/ 1. to take up (someone´s) time, prevent (someone) from going about his/her business. 2. to engage (someone´s) attention, occupy. 3. to distract (someone). - olmak to be busy." -
8 yapmak
1. أثر [أَثَّرَ]Anlamı: etkili olmak2. أنتج [أَنْتَجَ]Anlamı: üretmek3. أنشأ [أَنْشَأَ]Anlamı: ortaya koymak, meydana getirmek4. اصطنع [اِصْطَنَعَ]Anlamı: ortaya koymak, meydana getirmek5. زوج [زَوَّجَ]Anlamı: evlendirmek6. سبب [سَبَّبَ]Anlamı: olmasına yol açmak7. شغل [شَغَّلَ]Anlamı: meşgul olmak8. صلح [صَلَّحَ]Anlamı: onarmak9. صنع [صَنَعَ]Anlamı: ortaya koymak, meydana getirmek -
9 spor
I1.spor kulübü — спорти́вный клуб
sporla meşgul olmak — занима́ться спо́ртом
atış sporu — стрелко́вый спорт
2.спорти́вныйIIspor araba — спорти́вный автомоби́ль
биол. спо́ра
См. также в других словарях:
meşgul olmak — vaktini vermek, uğraşmak, oyalanmak Kâtip daha fazla meşgul olmaya lüzum görmeden genç kızı yalnız bırakıp gitti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
meşgul — sf., lü, Ar. meşġūl 1) Bir işle uğraşan, iş görmekte olan Belediye doktoru, kışın kimya tecrübeleri ile meşguldü. S. F. Abasıyanık 2) Çalışır, kullanılır durumda olan, dolu Telefon meşgul. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller meşgul etmek meşgul… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdi başından aşkın (olmak) — 1) (bir kimsenin) birçok sorunu bulunmak Kendi derdimiz başımızdan aşkın, bir de başkasının derdi ile uğraşacak vaktimiz yok. H. Taner 2) (bir kimsenin) aşırı derecede meşgul olmak Benim derdim başımdan aşkın, bir de onunla uğraşamam şimdi. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ucundan tutmak — 1) (bir işin veya bir şeyin) bir şeyle meşgul olmak, katkı sağlamak, yardımcı olmak Ömür boyu hiçbir işin ucundan tutmamış insanlar için bile bir yaşlılık fonu düzenlenmiş. H. Taner 2) mec. (bir işin veya bir şeyin) bir işi yeterince ilgilenmeden … Çağatay Osmanlı Sözlük
TELHİYE — Gâfil olmak, gaflette bulunmak. * Meşgul olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİGRAK — Gark olmak, dalmak. * Dalgınlık. * Ist: Seraba kapılmak. Manevî bir hal ile hayret ve taaccübden bayılmak derecesine gelmek. * Tas: Dalgınlıkla, zihni bütün bütün meşgul olmak. Aşk ı İlâhî ile dünyayı unutup kendinden geçmek. * Gr: El harf i ta… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
otlamak — nsz 1) Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) mec. Meşgul olmak Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış. A. İlhan 3) … Çağatay Osmanlı Sözlük
iştigal etmek — uğraşmak, ilgilenmek, meşgul olmak Otuz senedir tiftik ticaretiyle iştigal ederim. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıskıvrak yakalamak (veya bağlamak) — 1) kurtulamayacak veya çözülemeyecek biçimde tutmak, sımsıkı tutmak 2) mec. tamamen etkisi altında kalmak, bir şeyle sürekli meşgul olmak Amma yalnız bu olmadı, benim muhayyilemi kıskıvrak bağlayan şey, bir başka tecrübe daha ömrüm boyunca beni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi çıkmak — başka bir işle meşgul olmak Bazen işi çıkıyor, günlerce... F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük